|
Görüntüleme (gezinme ile): 67 -- Görüntüleme (arama ile): 10 -- IP: 216.73.216.82 -- Ziyaretçi Sayısı:
Özgün Başlık Avrupa Birliği’nde Ekonomik ve Parasal Birlik Süreci : Geçmiş ve Gelecek Yazarlar Oktar Türel Dergi Adı ODTÜ Gelişme Dergisi Cilt 2013, Cilt 40, Sayı 2, ss. 395-432 Anahtar Kelimeler Avrupa Birliği ; ekonomik ve parasal birlik ; Maastricht Antlaşması ; Avrupa Merkez Bankaları Sistemi ; Avrupa Merkez Bankası ; Avro sistemi ; Avro alanı ; döviz kuru mekanizması ; aşırı açık süreci ; istikrar ve büyüme paktı ; Avrupa fiskal mutabakatı ; Avrupa finansal istikrarlandırma imkanı Özet Avrupa Birliği'nde (AB) Ekonomik ve Parasal Birlik'e (EMU) geçilmesi için 1960'lı yılların sonuna doğru başlatılan girişimler, giderek 1992 tarihli Maastricht Antlaşması'ndaki hüküm ve kurallara ulaştı. AB'nin tarihinde önemli bir dönemeci temsil eden bu antlaşma, ortak bir para birimine (Avro'ya) geçişi ve Avrupa Merkez Bankaları Sistemi'nin (ESCB) oluşturulmasını öngörüyor, "yakınsama ölçütleri"ni ve Aşırı Açıkları Giderme Süreci'nin (EDP) kurallarını belirliyordu. 1990'lı yıllardan bu yana AB ülkelerinde açıkların idaresi, EDP'nin işlerliğini sağlamak için getirilen düzenlemeler dizisinden de anlaşılacağı gibi, çok sıkıntılı oldu. Öte yandan, yakınsama üzerindeki vurguya rağmen, AB "merkez"i ve "çevre"sinin 1990'lı yılların ortalarından günümüze dek yakınsamadığı görüldü. Bu yazıda örnek olarak seçilen altı ülke üzerinde 1995-2011 dönemi için yapılan inceleme yakınsama hipotezini desteklemiyor. Tüm bu sorunlar, sadece AB ekonomilerinin koordinasyonundaki "teknik "güçlüklerin değil, Antlaşma'ya esas olan kurumsal tasarımdaki zaafların da işaretidir. 2009-12'deki Avro Bölgesi (Eurozone) Krizi, Maastricht-sonrası Dönem'in "Avrupa'cı "ideolojisine ağır bir darbe vurdu ve günümüzdeki EMU sisteminin gözden geçirilmesini kaçınılamaz hale getirdi. Bugünkü Uluslararası konjonktürde böyle bir gözden geçirme için benimsenen yöntemin tutucu / neoliberal ilkelere göre yeniden yapılanma olduğu görülüyor. Ancak bu yöntemin orta vadede fiskal çarpıklıkları gidermekte, AB'nin "çevre "ekonomilerine rekabet gücü kazandırmakta ve bu ekonomileri yakınsayan ve sürdürülebilir bir büyüme patikasına oturtmakta ne kadar yararlı olacağı kuşkuludur. Sürekli "kemer sıkma "ortamında yaşamanın AB içindeki birliktelik ve dayanışmayı yıpratacağı tahmin edilebilir. Başlık (Yabancı Dil) The EMU Process in the EU : Its Past and Future Anahtar Kelimeler (Yabancı Dil) European Union ; Economic and monetary union ; treaty of Maastricht ; european system of Central Banks ; European Central Bank ; Euro system ; Eurozone ; exchange rate mechanism ; excessive deficit procedure ; stability and growth pact ; European Fiscal Compact ; European financial stability facility Özet (Yabancı Dil) The attempts to form an EMU in the EU which started in the late 1960s eventually cleared the way towards the provisions of the Treaty ot Maastricht (1992). Signifying a major landmark in the history of the EU, the treaty envisaged (i) the introduction of a common currency (i.e. the Euro) ; (ii) the establishment of the European System of Central Banks (ESCB) ; and (iii) setting forth "convergence criteria "and rules for Excessive Deficit Procedure (EDP). Monitoring the deficits in the EU economies from the 1990s to the present has always been problematic, as various efforts to make EDP operational would suggest. Notwithstanding the emphasis on convergence, the economic performance of the "centre "and the "periphery "of the EU has diverged since the mid-1990s, as demonstrated in this paper by the study of a sample of six countries in the Eurozone. Over time, it has become clear that these problems are not only due to coordination failures, but also due to the weaknesses in the design of the EMU as foreseen by the Treaty of Maastricht. As the Eurozone Crisis of 2009-12 has brought a severe blow to the "Europeanist "ideology of the Post-Maastricht Era, an overhaul of the current arrangements of the EMU has become unavoidable. The evidence suggests that the preferred option for such an overhaul under present international conjuncture is restructuring EMU on the basis of conservative / neoliberal principles. However, it is by no means certain that this option will be conducive to eliminating fiscal disorder, restoring competitiveness of the "periphery "and setting the peripheral economies onto a convergent and sustainable growth path in the medium term. A long-lasting state of austerity is also expected to be harmful to cohesion and solidarity within the EU. |