Görüntüleme (gezinme ile): 53 -- Görüntüleme (arama ile): 5 -- IP: 44.200.122.214 -- Ziyaretçi Sayısı:
Özgün Başlık Osmanlı Devleti’nde Kadınların Mülkiyet Hakları ve Karşılaştıkları Hukuki Sorunlar Yazarlar Gül Akyılmaz Dergi Adı Türkiye Barolar Birliği Dergisi Cilt 2017, ss. 325-364 Anahtar Kelimeler Tereke ; Eda Ehliyeti ; Taşınmaz Mal ; Şikâyet Dilekçesi ; Şer’iyye Mahkemesi Özet Osmanlı Devleti’nde temel kimlik Müslüman, hür ve erkek olmak olup, gayrimüslimler, köleler ve kadınlar hukuki statü açısından farklı bir konumdadırlar. Kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlikler özellikle evlenme, boşanma, miras paylaşımı, şahitlik, siyasi haklar gibi konularda karşımıza çıkmaktadır. Mülkiyet hakları açısından ise Osmanlı hukuk sisteminde kadınlarla erkekler arasında herhangi bir fark olmadığı görülmektedir. Bu çerçevede fiil ehliyetine sahip olan kadınlar her türlü hukuki işlemi yapabilmişler, alım-satım, hibe, mirasla intikal, vasiyet gibi yollarla menkul ve gayrimenkul malların maliki olabilmişlerdir. Ancak şer’iyye sicilleri ve arşiv belgeleri incelendiğinde kadınların mülkiyet haklarını korumak için ciddi bir hukuksal mücadele verdikleri görülmektedir. Bu süreçte kadınlar haklarını öncelikle şer’iyye mahkemelerinde aramışlar, istedikleri sonucu alamazlarsa şikâyet dilekçeleri yazarak padişahın adaletine sığınmışlardır. Belgelerde yer alan kayıtlar bize Osmanlı Devleti’nde kadınların mülkiyet haklarının saldırıya açık olduğunu göstermektedir. Kadınların şikâyetleri genellikle koca, erkek kardeş, yeğen gibi aile üyesi bir erkeğin ya da o yerleşim yerinde yaşayan aile dışından bir erkeğin taşınmaz mallarına yönelik tecavüzleri ve miras payının verilmemesi ile ilgili olmuştur. Bu süreçte kadınların çok çaresiz kalmadıkları sürece şikâyet mekanizmasını harekete geçirmedikleri görülmektedir. Osmanlı Devleti’nde kadınların gerek mahkemelerde açtıkları davalarda gerekse arzuhallerinde en fazla şikâyetçi oldukları konular mülkiyet ve miras haklarının ihlâli ile ilgili olup, oran olarak evlenme ve boşanma ile ilgili şikâyetlerden daha fazladır. Üstelik mülkiyet haklarına yönelik saldırılar kadınların toplumsal konumlarına da bağlı olmamış, padişah ailesinden kadınlar bile benzer hak ihlalleri ile karşılaşmışlardır. İlgi çekici olan bir diğer nokta ise ailenin erkek üyelerinin kadınların mülkiyet haklarına karşı gayri hukuki müdahalelerine yürütme ve yargı gücünü temsil eden erkeklerin destek olmalarıdır. Osmanlı resmi belgelerinin bize gösterdiği üzere 17. Yüzyılda bir kadının mülkiyet hakları konusunda karşılaştığı sorunlarla 20. Yüzyılda karşılaştığı sorunlar arasında hiçbir fark yoktur. Değişen tek şey şikâyet dilekçelerinde kullanılan dildir. 20. Yüzyılın Osmanlı kadınları artık bir lütuf olarak değil, hukuka uygun olarak medeni ve anayasal haklarını talep etmiştir. Unutulmamalıdır ki Osmanlı kadınlarının mülkiyet haklarını korumak konusunda karşılaştıkları zorluklar ve verdikleri hukuki mücadele günümüzde bu konuda karşılaşılan sorunların anlaşılabilmesinde de önemli bir referans noktası olacaktır. Başlık (Yabancı Dil) The Property Rights of Women and the Legal Problems They Faced in the Ottoman Empire Anahtar Kelimeler (Yabancı Dil) Heritage ; Capacity to Act ; Immovable Property ; Petition of Grievance ; Shari’a Court Özet (Yabancı Dil) The accepted identity in the Ottoman Empire was being Moslem, free and man. For this reason non-moslems, slaves and women had different legal status. The inequalities between men and women can be seen especially in the fields of marriage, divorce, portion of inheritance, testimony and political rights. Except from these, there was no diversity between men and women in terms of property rights in the Ottoman legal system. In this context, the women who had capacity to act could do all kinds of legal transactions and own movable and immovable property by purchasing, donation, succession and will. Nevertheless the Ottoman women had to strive for protecting their property rights. There are numerous examples that prove the struggle in the shari’a court records and the archive documents. In that period, the Ottoman women firstly went to the shari’a courts. If they believed that the court’s decision was not fair, they could write petitions to the sultan by declaring their grievances and demand the justice of Sultan. The Ottoman official documents proved that the property rights of Ottoman women were vulnerable and opened to attack. The Ottoman women generally complained about the attacks of their male relatives such as husbands, brothers, nephews. Those male relatives frequently seized women’s real estates or portion of inheritance. Also local powers sometimes abused their authorities and retained the immovable properties of women. Compared to men, women submitted less petitions to İstanbul. Writing a petition was the last resort for the Ottoman women when all other avenues for obtaining concessions or compromises had failed. The cases sued in the shari’a courts and the petitions written by women were mostly about the violation of the property and inheritance rights. It is interesting to see that complaints of women contained mostly their property and inheritance rights rather than the grievances of marriage and divorce. The women’s complaints were not related to their social status, even the women who were the members of Ottoman dynasty face injus tices related to the property rights. Throughout the centuries, the representatives of the judicial and the executive organ were tend to decide in favour of the men on property disputes. Even after centuries, the Ottoman women had faced same difficulties for exercising their property rights. As the Ottoman records show us, there is no difference between the problems which the Ottoman women had to faced in 17th century and the 20th century. The only alteration appeared on the nature of women’s petitions. In 20th century, women demanded their constitutional and civil rights instead of sultanic justice in their petitions. The traditional pleading and passive tone of petitions to the Sultan in Istanbul had been maintained until the end of the 20th century. However, from the outset of the 20th century, Ottoman women wrote petitions with their own names instead of using a male relative’s name and demanded constitutional and civil rights instead of Sultan’s justice. We should never forget the difficulties which the Ottoman women faced for protecting their property rights. Their struggle in the sake of protecting of their rights is vital for understanding today’s problems. |