Görüntüleme (gezinme ile): 9 -- Görüntüleme (arama ile): 1 -- IP: 3.135.183.1 -- Ziyaretçi Sayısı:

Özgün Başlık
The Right to Personality and Its Different Manifestations as the Core of Personal Data

Yazarlar
Hüseyin Can Aksoy

Dergi Adı
Ankara Law Review - ALR

Cilt
2008, Cilt 5, Sayı 2, ss. 235-249

Anahtar Kelimeler
Personal data ; data protection ; right to personality ; privacy ; informational self-determination right ; Data Protection Directive ; Draft Code on Protection of Personal Data

Özet
This article deals with the right lying at the core of personal data. It is widely accepted in continental European law that data protection serves and supports the individual's right to personality. However, it is debatable to which of the different manifestations of the general right to personality that data protection is related. In this context, the first view proclaimed is that the right lying at the core of personal data is an individual's right to privacy. Nevertheless, this stance especially fails to explain the reason why public information can be considered to be personal data. Therefore, it becomes necessary to explain the right related to data protection with another manifestation of the right to personality. In this context, it is acceptable that the right lying at the core of personal data protection is the “right to informational selfdetermination, ” that was recognized in 1983 by the German Constitutional Court, based on the fact that the manifestations of the right to personality are not finite.

Anahtar Kelimeler (Yabancı Dil)
Kişisel veri ; veri koruması ; kişilik hakkı ; mahremiyet ; enformasyonel self-determinasyon hakkı ; Veri Koruma Direktifi ; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı

Özet (Yabancı Dil)
Bu makale kişisel veri kavramının özünde yatan hakkın tespiti ile ilgilidir. Kıta Avrupası Hukukunda kişisel verilerin korunmasının bireyin kişilik hakkının korunmasına hizmet ettiği kabul edilmektedir. Ne var ki, söz konusu kavramın genel kişilik hakkının çeşitli görünüm türlerinden hangisi ile ilişkili olduğu meselesi tartışmaya açıktır. Bu çerçevede ileri sürülen ilk görüş kişisel verilerin özünde yatan hakkın bireyin mahremiyet hakkı olduğudur. Ancak bu görüş, özellikle, aleni nitelikteki veri türlerinin de kişisel veri olarak kabul edilmesinin nedenini açıklayamamaktadır. Bu nedenle, kişisel verilerin korunması ile ilişkili olan hakkın kişilik hakkının görünüm türlerinden bir başkasıyla açıklanması gerekmektedir.Bu bağlamda, kişisel verilerin özünde yatan hakkın, kişilik hakkının görünümlerinin sayılabilir olmadığından yola çıkan Alman Anayasa Mahkemesi'nin 1983 yılında geliştirdiği “enformasyonel selfdeterminasyon hakkı” olduğunun kabul edilmesi mümkündür.