Görüntüleme (gezinme ile): 2 -- Görüntüleme (arama ile): -- IP: 18.227.102.124 -- Ziyaretçi Sayısı:

Özgün Başlık
Shifts in Public Open Space Notion by New Landscape Contexts

Yazarlar
Ebru Erbaş Gürler

Dergi Adı
A | Z ITU Journal of the Faculty of Architecture

Cilt
2013, Cilt 10, Sayı 2, ss. 4-14

Anahtar Kelimeler
Public open spaces ; contemporary city ; urban landscape ; new landscape contexts

Özet
The nature of cities underwent a big change starting from industrial revolution to nowadays. Besides, the life style and expectations of city-dwellers and the open space usages have been changing constantly by globalization and technological developments. Public open spaces also have been under the influence of all these dynamics. Furthermore, the transformation in the theoretical framework of „landscape' also helped to emerge a new type of public open space characteristics during last three decades. Together with the new perspective of landscape, new concepts rose in the design of public open spaces. The study doesn't only aim to draw attention to significant changes in the notion of city and public spaces and also addresses the effects of the new urban landscape contexts on changing public open spaces. Within this scope, the study first defines the reasons behind the changing city and public spaces, second explains the landscape and its new contexts, and third describes new types of public spaces in urban landscapes reviewing the literature of the public space and landscape theory in last three decades. In the conclusion, the paper summaries the key issues mentioned in the study and try to give clues for urban and landscape design practices.

Başlık (Yabancı Dil)
Kamusal Açık Alan Anlayışında Güncel Peyzaj İçerikleri Etkisindeki Değişimler

Özet (Yabancı Dil)
İnsanlık tarihi boyunca yaşanan her dönüşüm kentleri de etkilemiş, geçmişten günümüze kentlerin farklı dönemlerde farklı şekil ve anlamlarda tanımlanmalarına sebep olmuştur. İlk çağlarda tarımsal faaliyetler ve hayvancılığa bağlı gelişen kent yapısı, uzun bir zaman dilimi içerisinde büyük değişikliklere uğramıştır. Ancak bu değişim, son birkaç yüzyılda icatlar, aydınlanma süreci, sanayi devrimi, bilim ve teknolojideki gelişmeler, iletişimin ve bilgi akışının hızlanması, yeni üretim anlayışı ile gelen kapitalist üretim biçimi gibi sebepler nedeniyle çok büyük bir hız kazanmıştır. Değişen iletişim şekilleri, mekanları ve kentleri yeniden yapılanmaya zorlamaktadır. Bu nedenle günümüz kentlerinde öne çıkan kavramlar artık kapitalizm, ekonomi, iletişim, bilişim ve teknolojidir. Teknolojide, toplum yapısında, düşünce sisteminde, ekonomi ve politikada büyük değişimlerin olduğu yirminci yüzyıl, bu sebeple kentlerin dönüşümü açısından bir dönüm noktası olmuştur. Ortaya çıkan bu dönüşüm, kentsel ağları ve kentsel mekanı yeniden şekillendirmiştir. Günümüz kenti, dinamik ve değişkendir. Farklı katmanları içerisinde barındıran muğlak bir yapıya sahiptir. Bu nedenle güncel kent, binaların, yeşil alanların, alt yapı sistemlerinin, ulaşım ağlarının ayrı ayrı algılandığı bir bakış açısının çok daha ötesinde anlamlar taşımaktadır. Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısı itibariyle kentlerde yaşanan bu büyük değişim, kamusal açık alanları da dönüştürmüştür. Kent ve toplum sürekli etkileşim içerisinde olduğundan kentin geçirdiği değişim süreçleri, kentsel mekanı ve kamusal açık alanların organizasyonunu da etkilemektedir. Gündelik yaşam pratiklerinin değiştiği, bu bağlamda bireyle toplum arasındaki ilişkilerin ve kentin yeniden tanımlandığı bu sürecin sonucu olarak, kentler giderek daha fazla deneyimi içerisinde barındıran yerler olma çabasındadırlar. Küreselleşme süreci sırasında tüm dünyada görülen kent dışı alanlara doğru yayılma ve kentlerdeki aşırı gelişme sebebiyle çıkan sorunlar, tasarım ve planlama mesleklerini ortak bir paydada birleştirmiştir. Tasarımcı ve plancılar, projelerinde ve söylemlerinde sıklıkla peyzajı anlamanın gerekliliğini ifade etmişler ve bu bağlamda, peyzaj odaklı yeni tasarım yaklaşımları ve içerikleri geliştirmeye başlamışlardır. Son otuz yılda peyzajın kuramsal çerçevesindeki güçlü değişimler, yeni kamusal açık alan karakteristikleri ortaya çıkarmıştır. Kentlerin doğasının değişiminin yanısıra, peyzaja olan bakış açısının değişimi kentsel açık alanların tasarımına yeni içerikler ve yaklaşımlar getirmiştir. Çağdaş kamusal açık alanlar, yeni peyzaj içerikleri yoluyla dönüşüme daha kolay ayak uydurmuş ve günümüz kent yaşamının ve kentlilerinin beklentilerine daha kolay yanıt veren mekanların oluşumuna büyük katkı sağlamışlardır. Belli bir düzen ve geometriye sahip ve çevre binalarca kuşatılarak iyi tanımlanmış bir karaktere sahip tarihi kentsel açık alanlardan, biçimleri tarifli olmayan, etkileşim içinde olduğu çevre koşulları tarafından şekillendirilmiş modern boşluklara doğru büyük bir değişim yaşanmıştır. Tüm bu süreçler ve etkileşimler bağlamında, günümüz kentsel-kamsual açık alanlarının tasarımında esneklik, muğlaklık, geçicilik, kendiliğindenlik, olaylar, aktiviteler ve program gibi kavramlar yönlendirici olmaktadır. Bu yeni değerler dizisi, geçici sergilere, farklı kullanımlara, günlük ve mevsimsel değişimlere olanak tanıyacak şekilde tasarlanmış esnek mekanların oluşumuna olanak tanır. Geleneksel kent meydanı anlayışından uzaklaşılarak, spontone etkinliklerin gerçekleştirilebileceği çağdaş bir kentsel açık alan tasarımı söz konusudur. Barındırdığı mimari, peyzaj elemanları ve esnek aktivite alanları ile de kullanıcısından aktif bir yaklaşım talep eden ve onlara değişik deneyimler sunabilen interaktif bir yüzeydir. Yeni nesil farklı ihtiyaçlara sahiptir ve bu da yeni içeriklere ve kullanımlara açık kamusal alanların oluşumunu gerektirir. Peyzaj da günümüz tasarım ortamında bu yeni içerikler ve ihtiyaçların oluşumundaki en etkin roldeki kavramsal araçtır. Waldheim (2009) bu kavramların çıkış noktalarından biri olan Parc de La Villette yarışmasındaki ilk iki sırayı alan Tshumi ve Koolhas projeleri ile ilgili yorumunda peyzajın öneminin, program değişikliğine olanak tanıması olduğunu söylemektedir. Tschumi (1983), “Bugün, 1982'de ne biliyorsak bilelim, 2009'da yanlış olacak çünkü bu kentlerin işleyiş biçimi değil, programlar sürekli değişir” demiştir. Bu nedenle B.Tshumi ve R.Koolhas, peyzajın güzel olduğu, yeşil olduğu ya da havayı ve suyu temizlediği için değil, kent programının değişimine bir model oluşturduğu için önemli olduğunu savunmuşlardır (Waldheim, 2009). Günümüzde özel ile kamusalın birbiri içerisine geçtiği, bütünleştiği, sınırların belirsizleştiği yeni bir ortam söz konusudur. Çağdaş kentsel açık alanların başarısı ve kalitesi, artık fiziksel özelliklerinden ziyade bu alanların esnekliği, dinamikliği, eylemlerin ve aktivitelerin zenginliği ve kullanıcıya sunduğu deneyimlerin miktarı ile ilgilidir. Kent, geçirdiği değişim esnasında yeni tanımlanan kavramlarla kendini yeniden üretmeye başlamıştır. Varolan kavramlara ek olarak yeni kavramlarla kendini yenilemektedir. Mevcut yeni yaklaşımların içerikleri farklı olsa bile, göz önünde bulundurulması gereken nokta, „peyzajın' tüm bu farklılıkların yarattığı fırsatlar çerçevesinde kentleşme ile ilgili gerçekleri anlamak için özel bir anahtar niteliğine sahip olması ve kenti tanımlamaya yardımcı bir unsur olduğudur. Geçmişe özlemi tetikleyerek sunulan, kamusal alanın sahte samimiyet görüntüleriyle donatılması yerine, değişen kent ve kentsel mekanın yeni dinamiklerine göre tasarım yapmak daha yerinde olacaktır.