Görüntüleme (gezinme ile): -- Görüntüleme (arama ile): -- IP: 3.14.80.45 -- Ziyaretçi Sayısı:

Özgün Başlık
Landscaping for Earth-Sheltered Housing : a Study on Mud-Roofed Houses in Anatolia

Yazarlar
Yasin Çağatay Seçkin, Nazire Papatya Seçkin

Dergi Adı
A | Z ITU Journal of the Faculty of Architecture

Cilt
2013, Cilt 10, Sayı 2, ss. 81-93

Anahtar Kelimeler
Earth-sheltered housing ; mud-roofed houses ; landscaping ; Anatolia

Özet
Traditional mud roofs are still used in various parts of the World, especially in areas of low to medium rainfall. They are popular because of their low cost, ease of construction, and high resistance to heat penetration. Construction materials required to build such roofs are also readily available. In mud-roof construction, landscaping can also be a critical element of the overall design, which must be coordinated with all of the other layers of the roof, particularly the structural and waterproofing system as well as soil and drainage system. Landscaping surely enhances the attractiveness of mud-roofed houses, but it should not be thought of as a separate decorative feature or supplementary element to be added after the house is built. It has a very important role in the success of waterproofing and insulation systems of the house. This paper presents both the major landscape concerns, which are unique to this type of construction, and the existing practice of the most builders. During this presentation, some roof attempts for improving the structural, thermal and water resistance properties of the traditional mud-roof are also discussed. Based on this discussion, an improved mud-roof section is introduced.

Başlık (Yabancı Dil)
Toprak Örtülü Evlerde Peyzaj : Anadolu’daki Toprak Damlı Evler Üzerine Bir Çalışma

Özet (Yabancı Dil)
Geleneksel toprak damlar, dünyanın birçok kesiminde, özellikle az ve orta düzeyde yağış alan bölgelerde, yüzyıllardan beri kullanılmaktadır. Düşük maliyetleri, kolay inşa edilebilmeleri ve ısı transferi konusundaki yüksek dirençleri gibi nedenlerle popülerliklerini yitirmemişlerdir. Bunların dışında, bu tip damların inşasında kullanılacak malzemenin temini de oldukça kolaydır. Toprak dam inşasında, tüm yapısal detay arayışları içerisinde, peyzaj tasarımı ile ilgili çözümler de kritik bir öneme sahiptir. Peyzaj tasarımı denildiğinde, çoğu kişinin aklına toprak damlı evlerin çekiciliğini artırmaktaki katkısı geliyor olsa da, asıl katkı, dekoratif bir unsur ya da tamamlayıcı bir öğe olmasından çok daha fazlasını içermektedir. Peyzaj tasarımının, çatının su geçirimsizliği ve izolasyon sistemi üzerindeki etkisi yadsınamayacak boyutlardadır. Anadolu’nun heybetli sıradağları Torosların Değirmenoluk Köyü’nde yaşayan yoksul ve yetim bir köylü çocuğu İnce Memed’in unutulmaz hikayesinin daha ilk satırlarında kendine yer bulmuştur toprak dam…Yaşar Kemal, köyün adaletsiz ve zorba ağası Abdi’nin baskısına dayanamayan Memed’in köyden ilk kaçışını anlatırken toprak dama yüklediği anlam, Anadolu insanı için sahip olduğu önemi çok net ifade eder. İnce Memed’in sevinçten yüreğini ağzına getiren toprak damlı evin sahibi Kesmeköy’lü Süleyman kim bilir ne zorluklarla yapmıştı o damı. Dam için kavak kestirmiş, damın ortasına koyacağı hezenibulmak için kim bilir kaç gün uğraşmıştı. Çünkü hezendi evin büyüklüğünü belirleyen. Belki de günlerce bekledikten sonra hezeni başka bir köyde bulmuştu. Hezen, evin temel kirişiydi. birde onu tutan çatal direk, daha sonrada yan yana diğer kirişler… Elbette, dost, ahbap, hısım, akraba, kendisine yardıma gelenler, eli boş gelmiyordu. Kimi saman getiriyor, kimi dama sermek için dal, kimi tahta parçası… Belki de sıcaklığını bu imeceden alıyordu toprak dam. Sırasıyla bütün direkler dama yatırılmış, üzerine tahta ve dallar serilmiş, üzerlerine samanla karıştırılıp yapılan çorak toprak (geren toprak) dökülmüştü. Loğ taşı ile pekiştirme işlemi yapıldıktan sonra geriye bir tek çörteni koymak kalmıştı. Eline bir satıl su alıp dama dökmüş, döktüğü su tamda kendisinin hesapladığı gibi meyil verdiği yerden akınca çörteni de oraya yapmıştı herhalde. Biten toprak damın sebep olduğu tatlı tebessüm, kim bilir, belki de Memed’inkinin aynısıydı. Anadolu’da Kesmeköy veya Değirmenoluk’daki evlere benzer binlerce toprak damlı ev var. Memed’in ya da Süleyman’ın yaşadığına benzer sevinçleri yaşatan, ayrı hikayelere sahip nice toprak damlı ev... Anadolu kültüründe toprak, beşikten mezara kadar, temel ihtiyaçların birçoğunu karşılayan bir malzemedir. Toprağı ekip biçerek elde edilen yiyecekler haricinde toprak, yüzyıllardır pişirme ve saklama amaçlı mutfak eşyası yapımında, temizlik amacıyla, tedavi amacıyla ve barınma ihtiyacını karşılamak için kullanılagelmiştir. Bölgenin doğal koşullarına ve güncel politikalara bağlı olarak toprağın kullanımı azalıp çoğalsa da, hiçbir şekilde yok olmamaktadır. Örneğin, 1940’lı yıllardan başlayarak, neredeyse hiçbir iktidar, toprak damlı evleri, korunması gereken mimari ve kültürel bir obje olarak görmemiş ; hepsi “toprak dam altında medeniyet olmaz, şarka medeniyeti tuğla ve kiremit götürecektir” düşüncesinin takipçisi olmuştur. Yine de, yetmiş yıldır süregelen bu yaklaşıma rağmen, Anadolu insanı, gerek ekonomik, gerek kültürel, gerek iklimsel nedenlerle, özellikle barınma yapılarının yapımında toprağı alternatif bir yapı malzemesi olarak kullanmayı sürdürmüştür. Halen, özellikle üst örtü olarak kullanımının en yoğun görüldüğü bölgeler ise, Orta ve Doğu Anadolu bölgeleridir. Bu çalışma kapsamında, Anadolu’daki toprak damlı evlerde kullanılan tipik bir çatı kesiti ele alınmış ve gerek strüktürel gerek malzeme açısından iyileştirilmeye çalışılmıştır. Seçilen çatı kesiti, ahşap kirişler üzerine sırasıyla yerleştirilmiş kevek taşları, kamış demetleri, toprak ve saman karışımı ile çorak adı verilen son toprak tabakasından oluşmaktadır. Geliştirilen çatı kesitinde öncelikle, su izolasyonu sorunu üzerinde durulmuştur. Hezen adı verilen ana kirişin normalden daha eğimli bir şekilde yerleştirilmesi düşünülmüştür. Bu şekilde, çatı üzerindeki yüzeysel akış kolaylaştırılmış ve suyun yüzeyden çörtenlere doğru akış hızı artırılmıştır. Çatı kesitindeki diğer katmanlarda herhangi bir değişikliğe gidilmezken, toprak ve saman karışımından oluşan katman üzerinde yeni bir katman tesis edilmiştir. Bu aşamada, çorak yerine ince kum ile yüzey üzerindeki boşluklar doldurulmuştur. Ardından yüzey hafifçe ıslatılmış ve kireç, çimento ve toprak karışımı ile sıvanmıştır. Bu yaratılan yeni katman sayesinde, geleneksel toprak çatının yağmur suyu geçirimsizliği konusunda daha yüksek bir dayanıma kavuşmuştur. Toprağın içine katılan kireç ve çimento, toprağın kesme mukavemetini artırmış ve topaklaşma ihtimalini azaltmıştır. Bu oldukça basit müdahalenin dışında, daha etkin ve uzun ömürlü bir koruma söz konusu olduğunda, bitüm emülsiyonlardan ya da EPDM, Hypalon, Neoprene, PVC ya da takviyeli bitüm gibi çatı membranlarından yararlanmakta mümkündür. Elbette, bu tip müdahaleler, çatı performansı açısından önemli iyileştirmeler sağlasa da, geleneksel toprak çatının başlıca avantajlarından biri olan, düşük maliyet kalemine zarar vermekte ve belki de bazı durumlarda, bu avantajı tamamı ile ortadan kaldırmaktadır. Altyapıda önerilen bu değişikliklerin ardından, çatının yeşil kısmı üzerinde çalışılmıştır. Çatı kesiti üzerinde yeşil bir tabaka yaratabilmek için gerekli olan minimum toprak kalınlığı 15 cm’dir. Bu da, geleneksel toprak damlı bir çatının maruz kaldığı yükün iki katına çıkması anlamına gelmektedir. Böyle bir durumda, taşıyıcı sistemin takviyesi ya da toprak ağırlığının düşürülmesi akla gelen çözüm yöntemleridir. Doğal olarak ikincisi, yani topraktan daha hafif bir malzeme arayışı, ekonomik olması halinde daha pratik ve sağlıklı çözüm olarak görünmektedir. Bu noktada gerçekleştirilen araştırmalar sonucu, ArchiBio isimli Kanadalı bir grubun geliştirdiği detay tercih edilmiştir. Bu detaya göre, toprak çatıdaki izolasyon katmanı üzerine, 10 cm kalınlığındaki ikinci kalite saman balyaları yan yana dizilmiş ve bitkisel katmanın altlığı oluşturulmuştur. Bu altlığın üstüne ise 5 cm kalınlığında organik bir örtü serilmiştir. Organik örtü, çeşitli gübreler, yapraklar ve başka birçok organik malzemenin karışımında oluşmakta ve herhangi bir çim, sedum ya da çiçek türünün yetişmesi için gerekli yaşam ortamını sağlamaktadır. Topraktan çok daha hafif olan bu katman, aynı zamanda az bir bakımla varlığını sürdürebilmektedir. Alışılmış peyzaj bakımının yanı sıra yapılması gereken tek işlem, saman balyası tabakası ayrıştıkça ve inceldikçe takviye etmekten ibarettir. Elbette, tüm bu öneri ve geliştirmeler, salt teorik araştırmalarla, kağıt üzerinde ya da tek bir örnek üzerinde deneme ile kesinleşecek çalışmalar değildir. Güvenilir sonuçlar için, kar amacı güden ya da gütmeyen kuruluşların desteği de alınarak, alternatif malzeme ve yöntemler konusunda kapsamlı araştırmalar gerçekleştirilmelidir.