Görüntüleme (gezinme ile): 12 -- Görüntüleme (arama ile): -- IP: 3.14.6.194 -- Ziyaretçi Sayısı:

Özgün Başlık
Landscape Change and Rural Policy : an Identity Based Approach to Rural Settlements

Yazarlar
Meltem Erdem Kaya

Dergi Adı
A | Z ITU Journal of the Faculty of Architecture

Cilt
2013, Cilt 10, Sayı 2, ss. 94-110

Anahtar Kelimeler
Rural policy ; rural settlements ; landscape identity ; landscape change

Özet
Rural landscapes have been changed significantly in recent years. Today, the process of this change becomes more visible than ever before with the increased effects on rural localities. Land transformation, changing agricultural practices, technological innovations, growing urban influence and changing global market are considered to be the main drivers of this change. These changes have been linked to environmental degradation and altered rural landscape character. Thus preserving rural characteristics and localities became an important topic at the governmental level as a part of rural development agenda. There have been several studies concentrating on local characteristics of rural areas. As a part of this mainstream, identity based concepts have been investigated for the last few years to find plausible ways of approaching rural problems. This paper offers an approach to understand spatial characteristics of landscape identity of rural settlements. With this respect, this paper focuses on Sirince (Izmir) Village, as its case study, which is analyzed through natural, built and socio-cultural characteristics. In the context of the research, Turkey’s rural development strategy and its evolving body is discussed to find plausible ways of integrating identity based concepts into sustainable development plans. In relation to these, literature review, maps, and data collecting from site visits are utilized to frame the method of the research.

Başlık (Yabancı Dil)
Peyzaj Değişimleri ve Kırsal Politika : Kırsal Yerleşimlere Yönelik Kimlik Temelli Bir Yaklaşım Önerisi

Özet (Yabancı Dil)
Kırsal peyzajlar son dönemlerde önemli bir değişim süreci içerisine girmiştir. Kırsal alanların sosyal ve fiziksel yapıları üzerinde önemli değişimlere neden olan bu süreç, günümüzde geçmiş dönemlerde hiç olmadığı kadar gözlemlenebilir bir hale gelmiştir (Paquette Domon 2003). Söz konusu değişim sürecini “peyzaj değişimleri” olarak temsil etmek mümkündür. Peyzaj değişimleri, daha çok kentsel ve tarımsal olmayan pratiklerin ve yaşam şeklinin etkisi ile kırsal alanlarda gözlemlenen değişim durumunu ifade etmekte ve hem bir süreci etmekte hem de çağdaş kırsalı sembolize eden bir ürün olarak değerlendirilmektedir. Arazi dönüşümleri, tarımsal uygulamalarda gözlemlenen yoğunlaşma, demografik hareketler, teknolojik buluşlar, gittikçe artan kentleşme baskısı, odak değiştiren politikalar ve değişen küresel piyasa arayışları söz konusu değişim sürecini tetikleyen ve iş olanakları, çevre ve sosyal dinamikler üzerinde ciddi etkiler yaratan katalizörler olarak belirginleşmektedir (Van Eupen et al. 2012 ; Berkel & Verburg 2011 ; Antrop 2000). Kırsal çevreye yönelik gelişen geleneksel algı yerini yeni ekonomilere ve çeşitli işlevlerle ilişkilendirilen yeni kırsallığa bırakmıştır. Geleneksel peyzajlar üzerinde gelişen yeni işlevler, geçmişten günümüze kadar olan süreçte gelişmiş olan değerli peyzajların kaybolmasına yol açmakta ve yeni alan kullanımları geleneksel peyzajlara nasıl adapte edilebileceği sorusunu gündeme getirmektedir (Vos & Meekes, 1999 ; Le-DuBlayo, 2011). Aynı zamanda kırsal alanları da etkisi altına alan kentleşme dinamikleri, kent ve kır arasında gelişen ve kent merkezi, kent çeperi, kent ağının kırsal alanları ve uzak kırsal alanlar olmak üzere belirginleşen yeni mekan tipolojilerini gündeme getirmektedir (Antrop 2000). Bu değişimin en belirgin sonuçları olarak arazi boşalması, kırsal nüfusta azalma ve çevresel bozulma ve kırsal karakterin değişimi bu sürecin en belirgin sonuçları olarak gösterilebilir (Meeus et. al. 1990 ; Zimmermann 2006 ; Van Berkel & Verburg 2011). Söz konusu değişim süreçleri karşısında, kırsal alanlara özgü olan karakteristiklerin ve yerelliklerin korunması ve devamlılığının sağlanması, kırsal kalkınma kapsamında, hükümetlerce üzerinde en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Verneküler yapıları ve yerel kaynaklara ve geleneklere dayalı sosyal ve ekonomik yaşantıları ile kırsal yerleşimler, yerel niteliklerin sürekliliğinin sağlanmasında öncelikli bir role sahiptir. Ancak, hükümet düzeyinde alınan birçok karar merkezi nitelikli olmakla birlikte üretilen yaklaşımlar yerel nitelikleri ve yaşam biçimlerini göz ardı etme eğilimindedir. Bu nedenle, kamu politikalarının, ekonomik baskıların ve çevresel sınırlayıcıların ulusal ve uluslararası seviyede yerel içeriklere nasıl adapte edilebileceği önem kazanmaktadır (Le duBlayo, 2011) . Kırsal alanlar üzerine gelişen yeni eğilimler, değişimin hızını kontrol etmek ve gelecekte gerçekleşecek gelişim senaryolarını yönlendirmek üzere koruma ve yönetim stratejilerini gündeme getirmektedir. Ancak, yerel karakteristiklerin korunması, devamlılığının sağlanması ve aynı zamanda kırsal gelişim desteklenmesi için kırsal alanların uygun metodolojilerle planlanması ve yönetilmesi için yeni araçlara ihtiyaç olduğu açıktır. Kırsal alanların yerel karakteristiklerine odaklanan birçok araştırma mevcuttur. Bu dalganın bir parçası olarak kimlik temelli kavramlar, kırsal problemlere makul çözümler üretebilmek adına, sadece son bir kaç yıl içinde araştırılmaya başlanmıştır. Ancak kimliğin mekânsal boyutuna odaklanan çalışmaların sayısı oldukça azdır. Bu araştırmanın amacı, kırsal yerleşimlerin peyzaj kimliklerinin tanımlanmasına hizmet edecek yeni bir yaklaşımı tanıtmaktadır. Bu kapsamda araştırma çalışma alanı olarak Sirince Köyü’ne odaklanmaktadır. Araştırmada kullanılan metodoloji peyzaj kimliğinin, kimliği tanımlayan doğal, yapma ve sosyo-kültürel bileşenler doğrultusunda anlaşılabileceği önerisinden hareketle (Erdem, 2012), söz konusu kimlik bileşenlerinin arazi üzerindeki tespitler doğrultusunda tanımlanmasına dayanmaktadır. Araştırmanın kapsamı, kırsal politika ve peyzaj kimliği arasındaki ilişkiler, peyzaj kavramının yeni açılımları ile birlikte kimlik temelli yaklaşımlar için sunduğu fırsatların anlaşılması ve alınan politik kararların peyzaj kimliği üzerindeki etkilerinin net bir şekilde değerlendirilebileceği bir örnek olarak Sirince Köyü’nün peyzaj kimlik analizini içermektedir. Bu kapsamda, kırsal politika ve peyzaj kimliği arasındaki ilişkilerin anlaşılabilmesi için Avrupa Birliğinin kırsal kalkınma politikası ve Türkiye üzerindeki etkileri tartışılmış ve Türkiye’nin kırsal kalkınma politikası içerisinde kırsal yerleşimlere yönelik geliştirilen ilke kararları incelenmiş ve Türkiye’nin peyzaj kimliği odaklı yaklaşımlar için barındırdığı kırsal çeşitlilik ile birlikte uygun bir altyapı sunduğu tartışılmıştır. Söz konusu yaklaşımların, doğru bir şekilde geliştirilebilmesinin ancak “peyzaj” kavramının güncel açılımları ile değerlendirilmesi ile gerçekçi olabileceği tartışılmıştır. Bu kapsamda Sirince Köyü peyzaj kimlik bileşenleri, tüm bileşenleri içeren peyzaj kimlik anket formu doğrultusunda değerlendirilmiş ve kimlik üzerinde olumsuz etki yapan faktörler belirlenmiştir. Söz konusu süreci yönlendiren araştırma metodolojisi, araştırmanın amaç, kapsam, ölçek ve detay seviyesinin belirlenmesi ile başlayan ve alana ilişkin temel bilgilerin sağlanmasına (nüfus, rakım, iklim, tarihi geçmiş, kent merkezine uzaklık) dayanan ofis çalışmalarını, oluşturulan anket formunun arazi üzerinde doldurulmasını kapsayan alan çalışmalarını ve elde edilen verilerin değerlendirilmesini ve yapılan tespitler doğrultusunda Sirince Köyü peyzaj kimlik özelliklerinin korunması ve geliştirilmesi için alınacak kararları yönlendirici olması bakımından önem taşıyan peyzaj stratejilerinin önerilmesini içermektedir. Bu kapsamda metodoloji literatür taraması, haritaların ve verilerin toplanması ve alan çalışmalarını içeren tanımlayıcı bir süreci içermektedir. Araştırmada politikalar ve peyzaj üzerindeki etkileri Sirince Köyü üzerinden tartışılmaktadır. Araştırmanın sonuç kısmında kimlik temelli yaklaşımların sürdürülebilir gelişim açısından sunduğu potansiyeller yerellik kapsamında değerlendirilmekte ve kırsal yerleşimlere odaklanan müdahaleleri yönlendirici olması bakımında öneriler sunulmaktadır. Araştırmada tanıtılan ve peyzaj kimlik özelliklerini temel alan yaklaşım, kırsal yerleşimlerin kimliğinin korunması ve geliştirilmesi adına alınacak planlama ve tasarım kararlarını yönlendirici olması adına kullanılabilecek bir araç olarak değerlendirilmektedir. Günümüzde yerleşimlerin karşılaştığı kimlik probleminin kırsal alanlar üzerindeki etkilerinin minimize edilmesi ve yerel değerlerin korunması adına alınacak kararların önemi gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Herhangi bir plana bağlı kalmaksızın, içerisinde bulundukları kırsal çevrenin bir parçası olarak doğal özellikleri ile var olan kırsal yerleşimler, bu yapıya adapte olan üretim ve yapım teknikleri ve geleneksel yaşam şeklinin tanımladığı özgün peyzaj değerlerine sahiptir (Erdem 2012). Bu bakımdan kimlik sorunu kentsel çevrelerden çok daha ciddi boyutlarda kırsal yerleşimler için tartışılması gereken önemli bir problem alanı haline gelmiştir. Bu gerçekten hareketle araştırma kapsamında ; yerel otoritelerin peyzaj kimliği kavramı doğrultusunda bir takım kararlar alması gerekliliği, yasal planlama sistemi içerisinde peyzaj kimliği kavramının açık bir şekilde tanımlanması gerektiği, kırsal yerleşimlerin peyzaj kimliğinin korunması ve devamlılığının sağlanmasına yönelik peyzaj tasarım rehberlerinin geliştirilebileceği, bu amaç için disiplinler arası çalışma ekipleri tarafından yerel halkında içinde olacağı detaylı araştırmaların yapılması, kırsal toplulukların içerisinde yaşadıkları çevre ile ilgili olarak bilgilendirilmesi ve bireysel kararlarının peyzaj kimliği üzerindeki etkilerinin neler olabileceğinin anlatılması ve peyzaj kimliğinin sürdürülebilir kırsal kalkınmanın bir parçası olarak ulusal kalkınma stratejisinde bir hedef olarak belirlenmesi gerekliliği vurgulanmaktadır.