Görüntüleme (gezinme ile): 7 -- Görüntüleme (arama ile): -- IP: 18.217.144.32 -- Ziyaretçi Sayısı:

Özgün Başlık
How Influential Are the Standards of the European Court of Human Rights on the Turkish Constitutional System in Banning Political Parties?

Yazarlar
Selin Esen

Dergi Adı
Ankara Law Review - ALR

Cilt
Winter 2012, Cilt 9, Sayı 2, ss. 135-156

Anahtar Kelimeler
Political parties ; ECHR ; integrity of the state with its territorry and nation ; Hak-Par ; DTP

Özet
The European Convention on Human Rights (Convention) affects the Turkish constitutional system through two distinct paths. First, some of the constitutional provisions are rooted in the Convention. Second, the Convention and the European Court of Human Rights (ECHR) guide the interpretation of domestic law in courts. The Turkish Constitutional Court (TCC) also enjoins domestic law from conflicting with the Convention and the ECHR rulings, thanks to Article 90 of the Constitution that gives international human rights agreements priority over statutory norms. However, the TCC generally uses the principles of the Convention for the interpretation of the characteristics of the State to justify its narrow approach concerning rights and freedoms. Cases concerning the dissolution of political parties may be given as good examples to illustrate the TCC’s relatively closed viewpoint. An oppposing current is seen in the political process in which recent constitutional amendments follow the EU standards and ongoing ECHR rulings that have been decided against Turkey have made some changes in the TCC’s established perpective on political parties. This article will examine the changing approach of the TCC on the matter of banning political parties which violate the principle of “indivisible integrity of the State with its territory and nation” which is one of the constitutional and statutory grounds for dissolution.

Anahtar Kelimeler (Yabancı Dil)
Siyasal parti ; AİHS ; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ; Hak-Par ; DTP

Özet (Yabancı Dil)
İHS Türk anayasal sistemini iki biçimde etkilemektedir. Birincisi, bazı anayasa hükümleri Sözleşmeden alınmıştır. İkincisi, mahkemeler AİHS ve AİHM kararlarını yasaları yorumlarken göz önünde bulundurmakta ve Anayasanın 90. maddesi uyarınca, yasayla Sözleşme çatıştığında ikincisini esas almaktadır. Anayasa Mahkemesi de özellikle Devletin niteliklerini somutlaştırırken Anayasanın 90. maddesinden yararlanmaktadır. Ne var ki, Mahkeme AİHS’yi, kararlarında hak ve özgürlükler açısından genellikle benimsediği dar yoruma dayanak oluşturmak amacıyla kullanmaktadır. Siyasal partilerin kapatılması davaları, Mahkemenin bu yaklaşımına örnek olarak gösterilebilir. Ancak, AB standartlarını sağlamak amacıyla son yıllarda yapılan anayasa değişiklikleri ile AİHM’nin siyasi parti kapatma davaları nedeniyle Türkiye’nin Sözleşmeyi ihlal ettiği sonucuna varması, Anayasa Mahkemesinin siyasal partilere ilişkin yerleşik yaklaşımında bazı değişikliklere yol açmıştır. Bu makalede Mahkemenin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesine aykırı hareket etmesi nedeniyle hakkında kapatma davası açılan siyasal partilerle sınırlı olmak üzere bu yaklaşım değişikliği ele alınmaktadır.